T C. Anayasa Mahkemesi
Bu tanım incelendiğinde sosyal etkileşim amacına yönelik metin,görüntü, ses ve konum gibi verileri oluşturmalarına, görüntülemelerine veyapaylaşmalarına imkân sağlayan gerçek ve tüzel kişilerden söz edilmektedir.Ancak sosyal etkileşim kavramı tanımlanmadığından somut olarak hangiplatformların tanım kapsamına girdiğini tespit etmek neredeyse imkansızdır. Bumuğlaklık idareye yükümlülük sahibi kişileri belirlemede geniş bir takdiryetkisi vermekte ve yasada öngörülen yaptırımları uygulama bakımından keyfidavranma ihtimalini beraberinde getirmektedir. Örneğin, okuyucu yorumlarınaimkân veren blogların tanım kapsamına girip girmediği anlaşılmamaktadır. Aynışekilde internet haber mostbet giriş veya internet gazeteleri, internetten yayınyapan radyo ve televizyonlar gibi okuyucuların görüş açıklama ve yorumyapmasına imkân veren sitelerin açıkça istisna tutulmamış olması dolayısıylasosyal ağ sağlayıcı kavramı içine sokulması mümkün gözükmektedir. Benzerşekilde Ekşi Sözlük, Wikipedia gibi okuyucuların içerik oluşturmasına imkânveren ancak asli amacı sosyal etkileşim olmayan online ansiklopedilerin deöngörülen tanım kapsamına dahil edilme olasılığı bulunmaktadır. Ayrıcakullanıcıların konum, metin, görüntü paylaştıkları ancak asli amacı harita olan“Google Haritalar”ın bu tanıma girip girmeyeceği anlaşılamamaktadır. Bu konudabir açıklığın olmayışı; kişilerin, davranışlarını, hukuk düzeni tarafındanisnat edileceğini bildikleri sonuçlara göre ayarlamalarına engel olacaktır.
- Bu güvencelerin sağlanmaması, Anayasa’nın mahkemeye erişim hakkınıgüvenceye alan 36.
- Dava konusu (8) numaralı fıkrada da Birlik tarafındanilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğinçıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereğinin derhâl, en geçdört saat içinde ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcıtarafından yerine getirileceği öngörülmüştür.
Bu durum da idari işlemlere karşıaçılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim tarihinden” başlayacağınıöngören Anayasa’nın 125. Maddesi hükmüne aykırı olacaktır. Kaldı ki, telefonlave sözlü olarak yapılan bildirim birtakım ispat sorunlarına da yol açabilir.Muhatapların telefonla arandığı ispatlansa bile telefonla yapılan konuşmanıniçeriğinin ne olduğunun, söz konusu konuşmada sözlü bir tebligat yapılıpyapılmadığının ispatlanması güçtür. Bu sebeple, (5) numaralı fıkranın birinci cümlesiüçüncü fıkradaki “diğer iletişim araçları” ibaresi yönünden Anayasa’yaaykırıdır. Maddelerine aykırıolduğu ileri sürülmüştür.
Bütün bu hususlar dikkate alındığında kuralda öngörülen cezamiktarının ölçülü olmadığı açıktır. Zira ölçülülük ilkesinin alt ilkesi olanorantılık prensibine göre bir kişinin hakkına yapılan müdahale ile kamunun eldeedeceği fayda arasında makul bir denge gözetilmemiş ve kişi ağır bir bedelödemek zorunda bırakılmışsa yapılan müdahalenin ölçülü olduğu söylenemez. Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır. Avukat meslektaşların makale içeriklerini dava dilekçelerinde kullanması serbesttir.
Kişinin evine giderek fiili haciz uygulaması yapılmamaktadır. Zaten, ev haczine gidilse bile kanunen ev eşyaları haczedilemez. Bu çerçevede 9.madde kapsamında erişimin engellenmesine karar verilmesi bakımından yargısalmakamlar tarafından gözetilmesi gereken hususlar birçok kez tekrarlanmıştır (KeskinKalem Yayıncılık ve Ticaret A.Ş. ve diğerleri, § 111). Maddenin itiraz konusu (3) numaralı fıkrasında da sulhceza hâkimine yapılan başvuru sonrasında hâkimin başvuruda bulunanın talebidoğrultusunda içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine kararverebileceği hüküm altına alınmıştır. Kuralın atıfta bulunduğu (3) numaralı fıkrada yeralan benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler kavramından kastedileninde kuralda sayılan internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IPadresi gibi internetten belirlenebilecek hususlar olduğu açıktır. Buaçıklamalar bağlamında kuralın temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlanmasıgerektiğine ilişkin anayasal ilkeye aykırı bir yönünün bulunduğu söylenemez. Anayasa’nın 36.maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmaksuretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ileadil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmek suretiyle hak aramaözgürlüğü güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla hukuk devletinin temel gereklerinden biri olanyasaların belirli olması ve hukuk sisteminin kendi içinde tutarlı birbiriyleuyumlu kurallar içermesi ilkesinin açıkça ihlal edildiği ortadadır.
Maddelerine aykırıdr, iptal edilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle kural Anayasanın 2., 13., 20., 22., 25.,26. Atanan temsilcinin gerçek kişi olması halinde Türk vatandaşıolmasını öngören kuralın meşru bir amacı olmadığı gibi sözleşme özgürlüğüneölçüsüz bir müdahale teşkil etmektedir. Hukuk sistematiğine tamamen aykırı olan bu kurum Anayasanın pekçok maddesine de aykırıdır. Tanımda yer alan “sosyal etkileşim”, “oluşturma”, “görüntüleme”ve “paylaşma” gibi kavramlar da hukuken belirsizdir. Maliye, SGK, Kredi Yurtlar Kurumu ve benzeri devlet kurumları, bu birimlere borcunuz olduğunda ve ödemesi geciktiğinde hesabınıza kısmi bloke ya da bloke koyabilir. Bu kurumlar dışında MASAK adıyla anılan Mali Suçlar Araştırma Kurulu da hesap blokesi işlemi yapabilir. Bu kurum tarafından konulan blokeler, hesaplara yüksek tutarların giriş ve çıkışı olduğunda gerçekleşebilir. Burada amaç, hesap sahibinin kara para aklama suçuyla ilişiği olup olmadığının araştırılmasıdır. Şüpheli finans hareketlerinin pin-up kaynağı, araştırma sırasında sorgulanır ve herhangi bir usulsüzlük yoksa hesap blokesi ortadan kalkar.
Makalelerin uygulamaya yönelik bir perspektifle hazırlanması rica olunur. Gündem maddeleri ve Vekaletname Formu’nu içeren 2023 yılı Olağan Genel Kurul Toplantı İlanı ve Genel Kurul Bilgilendirme Dokümanı ekte yer almaktadır. İptali istenenkural, elektronik posta ile bildirimin yapılmasını yeterli görmekte, ayrıcailgilinin bunu öğrenip öğrenmediğine herhangi bir değer atfetmemektedir.Kişiler şu ya da bu nedenle elektronik posta adreslerine ulaştırılanbildirimleri görmediklerinde ya da açamadıklarında dava açma süresinikaçırabileceklerdir. Tamamen yasal şartlar altında gerçekleştirilen hesap blokesi, borç ödemesi yapılana dek kaldırılmayabilir. Bu konuda belirli bir yasal süre bildirimi duyurulmamıştır. Blokenin konulması ya da kaldırılması konusunda bankalar, herhangi bir hükümde bulunamaz. Bu konuda gelen resmî bildirimlerle hareket eden bankalar, emir gelmediği sürece bloke kaldırma ya da bloke koyma işlemlerini yapamaz. Borcun ödemesinin yapılması ya da borcun yapılandırılarak belirli bir miktarının ödenmesi sonrasında ilgili resmî kurumlara bildirim yapılmalıdır. Ardından hesap blokesinin kaldırılması mümkündür.